Türk yapımı hazır giyim ürünleri Bangladeş’ten gelen benzer ürünlere kıyasla şu anda yaklaşık %40 daha pahalı; bu fark birkaç yıl önce sadece %15-20 seviyesindeydi. Bu durum Bangladeşli ihracatçılara tüketicilerin dikkatini çekmek için fırsatlar yaratıyor
Küresel hazır giyim pazarı, ülkelerin pazar payı ve ekonomik faydalar için rekabet ettiği bir savaş alanıdır. Küresel hazır giyim pazarının iki büyük oyuncusu Bangladeş ve Türkiye’dir. Birbirleriyle rekabet halindedirler. İkinci en büyük hazır giyim ihracatçısı Bangladeş, kaliteden ödün vermeden rekabetçi fiyatlar sunarak pazar payını arttırırken, dördüncü en büyük hazır giyim ihracatçısı olan Türkiye, öncelikle daha yüksek fiyatlı ve yüksek değerli ürünlere odaklanmaktadır. Küresel hazır giyim sektörünün her iki büyük oyuncusu da karmaşık ve rekabetçi bir ortamda hareket ediyor.
Bangladeş’in hazır giyim ihracatı 2023 yılında 47,38 milyar dolara ulaşarak pamuk dışı ürünlere, dış giyime, spor giyime ve takım elbiselere doğru niteliksel bir kaymaya işaret etti. Bu çeşitlendirme, Bangladeş’in gelişen kabiliyetlerinin ve küresel pazarların değişen taleplerini karşılama konusundaki kararlılığının altını çizmektedir.
Bangladeş’in rekabet gücüne katkıda bulunan temel faktörlerden biri de düşük üretim maliyetleridir. Bangladeş giysilerinin maliyet etkinliği ve ürün kalitesindeki iyileşme, ülkeyi H&M, Zara ve Primark gibi büyük küresel markalar için cazip bir tedarik noktası haline getirmiştir. Ayrıca, üretim süreçlerinde ileri teknolojilerin ve yeniliklerin benimsenmesi Bangladeş’in küresel pazardaki konumunu daha da güçlendirmiştir.
Türk hazır giyim sektörü, hazır giyim, triko, denim, dış giyim ve aksesuarlar dahil olmak üzere geniş bir yelpazede giyim eşyası üretimine odaklanmaktadır. Türkiye aynı zamanda tekstil üretimi için de önemli bir merkezdir ve birçok hazır giyim üreticisi kumaşlarını yerel olarak tedarik etmektedir.
Yakın tarihli bir rapora göre, Türkiye’nin hazır giyim sektörü son dönemdeki ekonomi politikaları ve küresel pazardaki değişimler nedeniyle baskı altında. Türk hükümeti, yerel iplik ve kumaş üreticilerini daha ucuz yabancı rekabetten korumak için tekstil ithalatına %30 ila %100 arasında değişen gümrük vergileri uyguladı. Ancak bu hamle, Türk hazır giyim üreticilerinin üretim maliyetlerini artırarak ürünlerini önemli ölçüde daha pahalı hale getirdi. Sonuç olarak, Türk yapımı hazır giyim ürünleri Bangladeş’ten gelen benzer ürünlere kıyasla yaklaşık %40 daha pahalı hale gelmiştir; bu fark birkaç yıl önce sadece %15-20 seviyesindeydi.
Bangladeşli ihracatçılar için bu boşluğun daha fazla yeni alıcı yakalamalarına yardımcı olacağı iyi bir haber. Çoğu durumda, tüketiciler satın aldıkları ürünler için rekabetçi bir fiyat ödemek isterler. Aynı kalitede ürünü iki farklı fiyatla bulduklarında, çoğunlukla daha uygun fiyatlı seçeneği tercih ederler. Bunun nedeni, tüketicilerin genellikle paralarının karşılığını en iyi şekilde almak istemeleri, istedikleri kaliteyi elde ederken maliyet tasarrufuna öncelik vermeleridir.
Bu zorluklarla mücadele etmek için Türkiye yeşil dönüşümüne ve hazır giyim moda markalarının gelişimine odaklanıyor. Bu stratejik girişimler, sürdürülebilirliği ve marka bilinirliğini vurgulayarak Türk ürünlerini pazarda farklılaştırmayı amaçlamaktadır. Türkiye, çevre dostu üretim süreçlerine yatırım yaparak ve moda markalarını daha agresif bir şekilde pazarlayarak, çevreye duyarlı tüketicilerin büyüyen kesimine hitap etmeyi ve yüksek fiyatlara rağmen pazardaki konumunu korumayı umuyor.
Bangladeş maliyet avantajından faydalanmış olsa da, fiyatlandırma stratejisini yeniden değerlendirmek için güçlü bir argüman bulunmaktadır. Fiyatların düşük tutulması şüphesiz Bangladeş’in daha büyük bir pazar payı elde etmesine yardımcı olmuştur, ancak aynı zamanda sektörün karlılığını ve daha fazla iyileştirme için yatırım yapma kabiliyetini de sınırlayabilir. Sadece fiyat üzerinden rekabet etmek yerine, Bangladeş fiyatlarını mütevazı bir şekilde artırmayı düşünmelidir. Bu yaklaşım, yüksek kaliteli ürünlerinin algılanan değeriyle uyumlu olacak ve teknolojiye, işçi refahına ve sürdürülebilirlik girişimlerine yatırım yapmak için ek gelir sağlayacaktır.
Ayrıca, Bangladeş büyüme yörüngesini sürdürebilmek için inovasyon yapmaya ve ürünlerine değer katmaya devam etmelidir. Sanal örnekleme, veri analitiği ve e-tekstil gibi moda teknolojisi trendlerinin benimsenmesi, Bangladeş ürünlerini küresel pazarda farklılaştırabilir. Ayrıca, IoT ve bağlantılı teknolojilerin entegrasyonu yoluyla üretim kabiliyetlerinin geliştirilmesi verimliliği artırabilir ve israfı azaltarak Bangladeş’in rekabetçi konumunu daha da güçlendirebilir.
Sonuç olarak, hazır giyim ihracat pazarında Bangladeş ve Türkiye arasındaki rekabet, stratejik fiyatlandırma, pazar çeşitlendirme ve değer katmanın önemini vurgulamaktadır. Bangladeş’in rekabetçi fiyatlarla yüksek kaliteli ürünler sunma becerisi ona önemli bir avantaj sağlamaktadır, ancak stratejik bir fiyat artışı pazar konumunu ve sürdürülebilirliğini geliştirebilir. Daha yüksek maliyetlerle karşı karşıya olan Türkiye, rekabetçi kalabilmek için sürdürülebilirlik ve marka geliştirme alanlarındaki güçlü yönlerinden yararlanmalıdır. Her iki ülke de kendi hazır giyim sektörlerinde büyüme ve istihdamı sürdürmek için bu dinamikleri dikkatli bir şekilde yönetmelidir.